Merhaba sevimli Müzik Eleştiri takipçileri. Umarım haftanın dördüncü gününde hâlâ enerjiniz yerindedir. Değilse bile size motivasyon olacak ve cool'luğunuza cool'luk katacak bu eser enerjinizi bir parça arttırabilir. Ceketlerimizin yakasını dikleştirdik ve cool gözlüklerimizi de taktıysak başlayabiliriz...
Oh, Father tell me, do we get what we deserve?
Whoa, we get what we deserve.
Bu sözler benim için o kadar fazla anlama sahip ki anlatmam çok güç. Anlatabilmek için hayatımın önemli bir bölümünü sizlerle paylaşmam gerekir ki bunun için eleştiri değil kitap yazmam ancak yeterli olacaktır. Çok kabaca özetlemem gerekirse, yaşadığım olumsuzluklara "bunu hak edecek ne yapmış olabilirim?" şeklinde yaklaşmaya çalıştığım ve bazen de bu sebepleri bulmakta çok zorlandığım için, bu sözle aramda güçlü bir bağ olduğunu düşünüyorum. Sizlere de bu yaklaşımı tavsiye ediyorum. Kendi içsel hatalarınızı bulduğunuzda ve düzelttiğinizde hissedeceğiniz duygular, çevresel faktörleri suçlamaya göre insanı çok daha fazla tatmin ediyor.
Sizi aşağı çeken aslında ne coğrafya, ne eğitim sistemi, ne aileniz, ne arkadaşlarınız, ne eşiniz ne de başka bir şey. Bu ağırlığın tek sebebi sizsiniz. Ve siz kendi ağırlığınızdan kurtulmadığınız sürece daima aşağı inmeye devam edeceksiniz. Aşağı inerken gördüğünüz bazı kişi ya da durumları da suçlu zannedeceksiniz. Oysa ki bu sadece bir yanılsama. Bu sadece insanın kendini savunma mekanizmasının bir dışavurumu. Bu sadece kendimize olan sevgimizden ötürü geliştirdiğimiz bir refleks.
Burada kendimden başkasıyla konuşuyor değilim. Bahaneler üretmeyi o kadar çok seviyorum ki bazen kendimden utanıyorum. En basit şeylere bile imkansızmışçasına yaklaşıp sonra suçu bir yerlere atıyorum. Böyle yaptıkça da düşmeye devam ediyorum. Bana verilen tüm nimetlere hakaret edercesine, kendimi hiçe sayıp çabalamaktan vazgeçiyorum. Oysa ki bana verilmiş en önemli ve belki de tek güç, çaba sarf edebilme yeteneğim. Sonuçlarla kimsenin ilgilendiği yok aslında. Çaba sarf edildikten sonra "neden başaramadın" diye başında bekleyen kötü bir baba figürü de. Sadece beklenen bir çaba var, hepsi bu. Kader gayrete aşıktır derler. Gayret yoksa geriye ne kalıyor ki?
Bu şarkı bana gayretsizliklerimi, hayata karşı cesur tutum sergileyemeyip korkularıma yenik düştüğüm zamanları ve içinde bulunduğum olumsuz durumlardaki temel suçlarımı bir bir hatırlatıyor. Şarkı bittiğinde, hayata değil kendime kızıyor oluyorum. Bu kızgınlığımı kontrol etmeyi başarıp hatalı yönlerime eğildiğimde ise bir nebze olsun ferahlıyorum. Çünkü amaç zaten bunları fark edip düzeltmeye çabalamak.
Konuyu daha fazla dağıtmadan parçaya dönmemiz gerekirse:
Eserimizin albüm versiyonu yaklaşık 7 ana kanal ve geri vokallerin birleşiminden oluşuyor. Bu kanalların hepsi çok güzel şekilde parçada yer almış. Düzenlemesini kim yaptı bilmiyorum ama şapka çıkarmak gerek. Tüm kanallar, mana etrafında güzel şekilde toplanmış ve parçaya güç vermiş. Vokalin tekniği zaten çok etkileyici. Asilik ile mütevazılık arasındaki ince bir çizgide ilerliyor. Bunu sanırım gırtlaktaki sert sesler ile naif kafa seslerini dengeli kullanmasına borçlu.
Kayıttaki en zayıf halkanın bas altyapısı olduğunu düşünüyorum. Biraz daha hareketli ve aktif olsa parçaya renk katabilirmiş ama çok pasif kalmış. Kötü denecek bir durum değil ama bu tarz parçalarda bas kanalının üvey evlat gibi köşede takılmasını yanlış buluyorum.
Bununla birlikte kayıtta duyduğumuz kafa sesleri ile canlı performansta duyduklarımız biraz farklı. İkisi de kötü değil bu seslerin. Kayıtta bunu neden parlak hale getirme gereği duyduklarından emin değilim. Belki de kayıt gününden önce çok iyi bir ses diyetiyle o parlaklığı yakalamış olabilir sanatçı. Eğer öyle ise konserlerden önce de aynı diyeti yapması çok hoş olur.
Düzenlemede vokal kanallarının birbiriyle çakıştırılması parçaya güzel bir hava katmış ama bu durum canlı performansta bu güzel havanın biraz kaçmasına yol açıyor. Yine kötü demiyorum ama bence bu tarz durumlara daha fazla dikkat edilmeli.
Genele bakıp toparlamamız gerekirse, çok sevdiğim ve başarılı bulduğum bir eser ortaya çıkarılmış. Tüm sanatçıların ve teknik ekibin emeklerine sağlık. Bu tarzda, mana derinliği olan ve insanı düşünmeye iten kaliteli eserlerin sayısının artmasını canıgönülden dileyerek yazımı noktalıyorum. Umarım hepimiz içimizdeki suçları bulup âdil şekilde yargılayabiliriz. Sağlıcakla kalın... #KALEO #Way #Down #We #Go #Müzik #Eleştiri #MüzikEleştiri
Comments