top of page
Ara

Müzik Eleştiri: Şebnem Ferah - Deli Kızım Uyan (10 Mart 2007 İstanbul Konseri)

  • Yazarın fotoğrafı: HKo
    HKo
  • 18 Oca 2021
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 19 Mar 2021

Merhaba sevimli Müzik Eleştiri takipçileri. Bugün sizlerle ciğerlerinizi dağlayacak, hiçbir derdiniz yoksa bile sizi yerden yere vuracak, acı eşiğinizi bir hayli yükseltecek bir parça eleştirisi ile birlikteyiz. Parça çok ağır hüzün içerdiği için ruh halinizi bozmak istemiyorsanız dinlemenizi tavsiye etmiyorum. Kötü zamanlar geçirdiğiniz bir anda, daha da kötü acılar olduğunu anlamak için bu parça belki size yardımcı olabilir ama ondan da emin değilim.


Parçanın eleştirisine başlamadan önce bu konserden biraz bahsetmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Şahsen bu konserin, senfonik rock kategorisinde, adını altın harflerle dünya tarihine yazdırması gerektiğine inanıyorum. Normalde liseye başladığım dönemlerden beri müziklerimi çoğunlukla dijital platformlardan satın almış birisiyim; fakat bu albüme olan saygımdan ötürü fiziksel olarak da bir CD'sini aldım ve evimin bir köşesinde tutuyorum.


Konser albümünde yer alan hiçbir parçayı normal albüm kaydından dinleme gereği duymuyorum. Zira hem aranjeler, hem kayıt kalitesi hem de performanslar o kadar başarılı bir seviyede ki albüm versiyonlarını biraz eksik ve tatsız gösteriyorlar. Bütün parçalara bu kadar özenle hazırlanılmış olmasını ve konser genelinde gösterilen tüm çabayı gerçekten takdir ediyorum. (Dünya genelinde bir sürü senfonik rock konseri var. Aralarında çok güzel performanslar içeren örnekler de var ama baştan sona kadar tüm parçaların bu kadar iyi şekilde ele alındığı başka bir konsere ben henüz rastlamadım.)


İlerleyen zamanlarda belki albüm için daha detaylı bir eleştiri yazabilirim ya da albümden başka eserlere de sitede yer verebilirim. Şimdilik konu başlığımız olan Deli Kızım Uyan eserine dönüyorum.


Parçanın konser aranjmanı o kadar harika bir seviyede ki her bir enstrümanı ve vokali ayrı ayrı dinlediğinizde en ufak detaya kadar özeni görebiliyorsunuz. Burada benim en çok dikkatimi çeken enstrüman Aykan İlhan'ın baterisi oluyor. Hem muhteşem bir baştan düzenleme hem de muhteşem bir performansla olayı inanılmaz üst bir seviyeye taşımış. Normalde rock bateristleri kontrolsüz güç gösterisi yapmaya çok eğilimlidirler. Aykan İlhan ise bu parçada zilleri o kadar güzel bir hassasiyetle kullanıyor ki tarifi mümkün değil. Konservatuvarların vurmalı çalgılar bölümlerinde ders olarak göstermelik nitelikle bir performans olmuş.


Hemen akabinde orkestra düzenlemelerine değinmek istiyorum. Bildiğim kadarıyla aranjelerin büyük kısmı Şebnem Ferah'ın ellerinden geçmiş. Bu kadar kanal için bu kadar notayı yazabilmiş olması kendisinin performans sanatçısı olması dışında müzikal derinliğinin de ne denli güçlü olduğunu gösteriyor. Hem bu notaları yazacak bilgiye hem zihninde bunların uyumunu hesaplayacak bir müzik dehasına hem de bu kadar muhteşem bir vokal performansına sahip dünyada kaç sanatçı vardır bilemiyorum. (Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da Şebnem Ferah'ın konser esnasında oluşabilecek ses yorgunlukları gibi durumlardan ötürü seyirci ve geri vokaller ile olan diyaloğunu çok ince bir hesapla ayarlamış olduğudur. Zira bu tarz bir performansta baştan sona kadar ana vokallik çok yorucu bir iştir. Özellikle bu kadar sert ve güçlü performans gerektiren parçalarda konser sonuna doğru performans kaybı yaşanması çok olası bir durumdur. Şebnem Ferah hem seyirciye çok güzel noktalarda boşluklar oluşturmuş; hem de sesini güzel şekilde dinlendirmiş. "E bunda ne var, her sanatçı sesini bu şekilde dinlendirebilir" diye düşünebilirsiniz ama durum bundan biraz daha öte. Konserin provalarından itibaren bu durumu detaylı şekilde hesaba katmayan pek çok sanatçı, konser sonlarına doğru performans kaybı yaşamaya başladığını hissedince sözü dinleyiciye bırakıp dinleniyor ve bu durum fark ediliyor. Şebnem Ferah ise ilk parçadan itibaren bu durumun oluşabileceğinin hesabını yapmış ve sesinde en ufak bir deformasyon olmasının önüne geçmiş. Bu konuda limitlerini çok iyi kavramış ve konserde bunları en iyi şekilde kullanmış. Yani konser başında aslan gibi kükreyip sonunda kedi gibi miyavlamamış. Tüm konsere bu inanılmaz gücü eşit şekilde paylaştırmış.) Hem kendisini hem de icraları gerçekleştiren orkestrayı buradan ayrı ayrı tebrik etmek istiyorum.


Bir diğer ana husus olan piyanoda ise bildiğim kadarıyla Ozan Tügen imzası bulunuyor. Çok efektif bir düzenleme fakat albümde de benzer bir şekilde yer aldığı için bu konuya en sonda değindim. Aslında albüm kaydında yer alan elektrogitar, bağlama ve çeşitli elektronik sesleri tek bir piyano tonuyla sadeleştirerek bizlere sunması bence parçanın daha anlaşılır hale gelmesine yardımcı olmuş. Burada da yine ara süslemeler ve piyanonun diğer enstrümanlar ile olan uyumu çok üst seviyede. Bazı estetik ve çok lezzetli tınıları dikkatli dinlediğinizde fark edebiliyorsunuz.


Parçanın sözlerine gelecek olursak şu ana kadar bahsetmiş olduğum teknik başarıların hepsini gölgede bırakabilecek kadar güçlü olduklarını düşünüyorum. -Rivayetlere göre- Şebnem Ferah'ın kardeşi bitkisel hayatta (ya da komada) iken yaşadıklarını tarif etmek için kaleme aldığı bu satırlar, bir yakınını kaybetmenin insanda uyandırabileceği acıları o kadar güzel özetlemiş vaziyette ki üzerine söyleyecek söz kalmıyor. Bu sözlerin gücünden ötürü de parçayı bir ağıt türüne daha yakın görüyorum. Henüz birinci dereceden hiçbir yakınımı kaybetmiş olmasam da bu şarkı bende inanılmaz bir etki uyandırıyor. Bu da Şebnem Ferah'ın ifade gücünü tekrar ve tekrar hatırlatan bir unsur bana kalırsa.


Bu noktada aslında Şebnem Ferah'ın iç dünyasına da bir yolculuk yapmış oluyoruz. Eğer güçlü bir inanca sahipseniz bir yakınınızı kaybetmeye çok daha farklı bir şekilde tepki verebilirsiniz. Ama inancınız zayıfsa ya da inançsız bir insansanız ve gerçekten çok sevdiğiniz bir yakınınızı kaybettiyseniz bu durum sizi paramparça edebilir. Burada hissettiğimiz ağıt bana kalırsa bunun bir yansıması niteliğinde. Çaresiz kalmış bir kişinin acı kaybının ardından yaşadığı tüm o duyguları saf ve berrak haliyle bir sanat eserine dönüştürmesine şahitlik ediyoruz. Bu noktada Şebnem Ferah'ın sanata ve dünyaya küsmeden bu durumu bize yansıtmış olması aslında bir anlamda büyük bir şans. Zira bu tarz durumlarda pek çok sanatçı durumun etkilerinden kurtulana kadar eser üretim sürecine ara veriyor. Şebnem Ferah ise köşesine çekilmek yerine bu durumun da üzerine giderek ortaya muhteşem bir eser çıkartmayı başarabilmiş.


Bu nokta ile birlikte subjektif bir eleştirimi de belirtmek istiyorum. Sanatçılar her ne kadar içinde bulundukları durumu güzel şekilde yansıtmalarının başarısına göre bir teknik başarı elde ediyor olsalar da bana göre bu teknik başarı her zaman toplum için iyi bir şey değil. Bu parçayı dinleyen kişi bir yakınını kaybetmişse ve Şebnem Ferah kadar güçlü bir kişiliğe sahip değilse intihara bile sürüklenebilir. Zira parçada bir umut ışığı, bir tekrar kavuşma ümidi ya da bir pozitif durum tasviri yok. Aksine, sonsuza kadar kaybetmenin vermiş olduğu derin bir hüznü insanın damarlarına ince ince işliyor. Bu hüzün bana kalırsa dinleyen pek çok kişiye zarar verecek bir seviyede. Bu sebeple de bu parçayı elimden geldiğince insanlara önermiyorum. Paragraf başında da belirttiğim üzere bu durum subjektif bir eleştiridir. Eğer bu derin hüznün sanat eserine dönüştürülmesini doğru bir yaklaşım olarak görüyorsanız bunu pozitif olarak da ele alabilirsiniz.


Teknik eleştiri olarak söyleyebileceğim tek husus bas tonunun bence zayıf kalmış olması. Burada anlık olarak sesi kontrol eden birimin neden böyle bir tercih yaptığını tam olarak anlayabilmiş değilim. Normalde baslar gayet güzel şekilde işini yapmış olsa da ton cılızlığından ötürü altyapıda bir boşluk hissine yol açmış. (O yıllarda rock konserlerinde çok rastlanan bir durum olduğunu da belirtmemiz gerekir.)


Öte yandan vokalde çok ufak bazı entonasyon sorunları duymak mümkün ama konserin 17. parçası olduğunu düşünürsek bu durumun bu kadar az olması bir başarı bile sayılabilir.


Bunlar dışında parça ile ilgili benim duyabildiğim teknik bir kusur yok. Parçanın oluşum aşamasından kaydetme aşamasına kadar emeği geçen herkesin ellerine sağlık.


Haftanız pozitif başlasın istiyorsanız bu eseri dinlemenizi önermem. Ama illa meraklı kedi gibi pati atmak isterseniz de sizi engelleyemem. Hepinize sağlıklı güzel bir hafta dilerim. Görüşmek dileğiyle.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Abonelik Formu

  • Facebook
  • Twitter

©2020, Müzik Eleştiri tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page