top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıHKo

Auto-Tune Hakkında

Güncelleme tarihi: 8 Ara 2020

Merhaba sevimli Müzik Eleştiri okurları. Haftanın son yazısında teknik bir konuya değinmemin güzel olacağını düşünerek, son zamanlarda popülerliği bir hayli yükselen, insanları kutuplaştıran ve büyük tartışmalara yol açan auto-tune konusunu ele almayı düşündüm. Elimden geldiğince kısa ve öz olarak bakış açımı ifade etmeye çalışacağım.


Auto-tune kabaca; bir sesin, ilgili mikrofondan kayıt cihazına ya da hoparlöre gitmeden önce bir takım yazılımsal müdahaleler görerek, parçanın tonuna uygun hale getirilmesine verdiğimiz isim.


Farklı bir alandan örnek vermemiz gerekirse; normalde bir fotoğraf çekildikten sonra bilgisayar ortamında düzenlenerek bazı pürüzleri giderilir ve son kullanıcıya temizlenmiş halde teslim edilir. Bu düzenlemeleri yaptığımız Photoshop benzeri uygulamalar vardır. Fakat günümüzde bu ara uygulamalara ihtiyaç kalmaksızın bazı yazılımlar ile, kamerayı açar açmaz vizöre gelen görüntü üzerinden düzenlemeler yapılabiliyor. Bu sayede herhangi bir işlem yapmamıza gerek kalmaksızın pürüzsüz cilde sahip olduğumuz bir fotoğraf elde edebiliyoruz.


Auto-tone'da da aynı durum söz konusu. Aslında eskiden de stüdyo ortamında kaydedilen sesler üzerinde bazı yazılımlar ile düzenleme yapılarak bir takım pürüzler gideriliyordu ve albüm bu şekilde piyasa sürülüyordu; fakat günümüzde buna gerek kalmaksızın düzeltilmiş sesimizi doğrudan kayıt edebiliyor ya da konserde detone olma korkusu yaşamadan şarkı söyleyebiliyoruz. Yani aslında auto-tone bir devrim olmaktan çok, ses işleme teknolojisindeki bir evrim diyebiliriz. Şu an kulak tırmalayan yönleri olsa da çok geçmeden aşırı gerçekçi yazılımlar yapılacağından eminim. Bu durum müzisyenlerin işini daha da kolay hale getirecek gibi görünüyor.


Tabi işler bu kadar kolaylaşınca piyasaya birden auto-tune'a bulanmış bir sürü eser çıkarılmaya başlandı. Bu eserlerin bazılarında olay çok fazla abartılınca da haklı olarak tepkiler doğmaya başladı. Peki bu tepkiler gerekli ve doğru tepkiler mi? Biraz bundan bahsedelim.


Öncelikle auto-tune dediğimiz teknoloji sadece bir araç. Yani iyiye de kötüye de kullanılabilecek, kendi iradesi bulunmayan ve biz nereye çekersek oraya gidecek bir teknoloji. Bundan ötürü de kendisini bizzat iyi ya da kötü olarak tanımlamayı yanlış buluyorum. Bana kalırsa auto-tune'un iyi ya da kötü olması, kullanan kişinin niyetine bağlı olarak gelişen bir durum. Niyet ölçerimiz olmadığı için, kişileri sadece auto-tune kullanmaları ile yargılamayı doğru bulmuyorum. Tabii ki bunu beğenmeyip dinlememek en doğal hakkımız. Ama iş yargılamaya varan ifadelere gelince haddin aşıldığını düşünüyorum.


Herkes iyi bir vokal olmak zorunda değil. Auto-tune kullananların çoğunun da zaten böyle bir iddiası yok. Sadece bu teknoloji sayesinde yakaladıkları ahenk aracılığıyla kendilerini ifade etme biçimini seçmişler. Bu durum çoğunlukla benim de hoşuma gitmiyor ama bireysel zevklerimden ötürü bu teknolojiyi kullanan ve dinleyen herkesi acımasızca yargılamam sağlıklı değil. Bırakalım insanlar istedikleri şekilde üretim yapsınlar ve isteyen istediğini dinlesin.


Müziğin her döneminde işi kolaylaştıran teknolojilere karşı -nisbeten haklı- bazı tutumlar sergilenmiş. Örneğin ben hücum kayıt rock albümü dinlemeyi seven birisi olarak, kanal kanal kayıt alınan albümleri kolaycılık olarak değerlendiriyorum. Ama günümüzde hücum kayıt alan rock grubu neredeyse kalmadı diyebiliriz. Benden önceki nesil de plak kaydı yerine dijital kayıt teknolojilerinin gelişmesi durumunu -bazı haklı gerekçelerle- yadırgamışlardır. Ondan önceki nesillerde de, plağa kaydedilen sesin orijinalliğinin bir miktar bozulduğuna dair -haklı- itirazlar muhtemelen olmuştur. Ama sonuç olarak teknoloji ilerliyor, zaman durmuyor ve bazı şeylere ayak uydurmak durumunda kalıyoruz. Bu sebeple değişimler ile ilgili kaygılarımızı dile getirsek bile kırıcı ve yargılayıcı olmamaya özen göstermeliyiz.


Konuyu daha fazla dağıtmadan toparlamak gerekirse, nasıl ki photoshop gibi uygulamaları iyi şekilde kullanıp insanları kandırmak amacı gütmediğimizde faydalı ve güzel olabiliyorsa, auto-tune da aynı şekilde ele alınmalı kanaatindeyim. Auto-tune'un kendisini değil, insanların ona yaklaşımlarındaki niyetlerini değiştirmeye çalışmak çok daha faydalı bir çaba olacaktır. Bu sebeple, yargılamadan, yapıcı şekilde eleştirebilmek çok önemli bir unsur. Umarım karşılaştığımız yeni teknolojilere ve akımlara bu gözle bakıp sağlıklı eleştiriler geliştirmeyi başarabiliriz. Sağlıcakla kalın.








5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Müzik Eleştiri: Aytun & Can Menek - Sheep to Sheep

Merhaba sevimli Müzik Eleştiri takipçileri. Bu aralar sabahlarım biraz yoğun geçtiği için buraya yazma vakti bulmakta güçlük çekiyorum....

Müzik Eleştiri: Zaboo Mafoo Theme Song

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba sevimli Müzik Eleştiri okurları. Sizleri çocukluk yıllarınıza götürüp keyifli şeyler hatırlamanızı...

Müzik Eleştiri: Children of Bodom - Everytime I Die

Merhaba sevimli Müzik Eleştiri takipçileri. Eğer bir şekilde Death Metal müziğe ilgi duyuyorsanız ya da bir dönemler duymuşsanız, sizi...

コメント


bottom of page